Assos Gezilecek Yerler

Assos, günümüzdeki yerleşim yeri Behramkale Köyü ile içiçe, Çanakkale'nin Ayvacık ilçesinde, M.Ö. 1000 li yıllardan bu yana, kesintisiz olarak yaklaşık 3 bin yıldır yaşamını sürdürmeye çalışmaktadır. Bölgede bulunan çok sayıda antik yerleşme merkezinin en önemlilerinden birisidir. Assos, ünlü filozof Aristo'nun burada evlenmesine neden olacak güzellikte saklı bir cennettir.

Tarihi evlerden oluşan köyde, Ortaçağ mimarisini andıran yapılar arasında dolaşırsınız. Tepelerde binlerce yıllık taşların üzerinde yürürken, pırıl pırıl denize karşı kurulmuş olan bu antik kentin sakinlerinin, ne kadar şanslı olduklarını düşünürsünüz. Yıkıntıların arasında geçmişin izlerini ararken, burnunuza çarpan kekik kokularını da görmezden gelemeyin bu arada. Dolaşırken size mal satmak isteyen satıcıların ısrarlı satış taleplerinide hoş görün.

Assos birçok medeniyete ev sahipliği yapmış tarihi yapıları , muhteşem doğa güzellikleri ve masmavi denizi ile Antik Çağ’ın en önemli yerleşim merkezlerinden biridir. Behramkale olarak da bilinir. Kuruluşu M.Ö. 7. Yüzyıla dayanmaktadır. Midilliler , Persler , İskender , Roma ve Bizans ‘ tan sonra 1330 yılında Osmanlı egemenliğine girmiş olan şehir doğal güzellikler bakımından da göz dolduran manzara ve doğaya sahiptir. Huzur ve sakinlik isteyenlerin ilk adreslerinden biridir Asos. Yunan mitolojisine konu olmuş efsane yerleriyle antik çağ kalıntıları ile tam bir yaşayan tarih de denilebilir. Assos , tarihi değerleri kadar doğası ile de her gidenin tekrar gitmek isteyebileceği yapıların başında geliyor.

Assos' ta gezilecek yerlere göz atacak olursak Assos Antik Kenti bunların başında gelir.Bir ticaret kenti olarak kurulmuştur.En tepesinde Assos Athena Tapınağı bulunmaktadır. Buranın simgesi haline gelmiş , 6.yüzyılda kurulduğu tahmin edilen tapınak Tanrı Athena için yapılmıştır. Muhteşem deniz manzarasına sahip olmakla birlikte Assos kalıntılarının en önemli parçasıdır. Dar parke taşlı yollardan çıkarken restoranlar, hediyelik eşya dükkanları ve pansiyonlarla tam bir turizm şehridir. Antik kent 4 km uzunluğundaki surlarla çevrilidir. Nekrapol,Agora,Bouleuteiron(meclis),Gymnasium ise antik kentin diğer gezilebilecek tarihi yapılarıdır.

Assos Limani , bu bölgenin en çekici yerlerinden biridir. Hem turistik alanlarda hem de kültürel alanlarda iz bulabileceğiniz yapılara sahip. Limanda sadece yüzyıllık taş yapıların restorasyonuna izin verilmiştir.Limanda bulunan oteller antik havasını korumaya devam ediyor.

Assos Behramkale Köyü, küçük bir tarihi köy olmasına rağmen her yıl binlerce turisti ağırlamaya devam ediyor. Bu köyün sokaklarında dolaşmak, yeşilin her tonuna şahit olmak huzur ve mutluluk veriyor insana. Köy içerisinde Assos mimarisinin taş işçiliğinin güzel örneklerini görmek mümkün. Behramkale'de tarihi yapıların başında Hüdavendigar Camii ve aynı dönemde yapılan camiyle aynı ismi taşıyan Hüdavendigar köprüsü bulunuyor.

Assos'ta yapılacak şeylerden biri de konaklama tesisleri açısından zengin olan Kadırga Koyu’nda denizin içindeyken yemyeşil dağ manzarasına karşı yüzmesi çok keyifli. Her daim esen rüzgarı ve manzarasıyla Kadırga Koy'una hayran kalacaksınız.

Troya şehrinin kurulmasıyla ilgili mitosta, Troaslı İlios günün birinde Frigya Kralı'nın düzenlediği bir yarışmaya katılarak birinci olur. Kazandığı ödüller içinde kara benekli bir inek de vardır. Biliciler İlios'a ineği izlemesini ve kentini ineğin durduğu yerde kurmasını söylerler. İnek gidip gidip Karamenderes (Skamondros) ile Dümrek (Smois) ırmaklarının arasında denize yakın bir yerde durur. Kurulan şehre önce İlios, sonra kurucunun atalarında Tros'un anısına Troya adı verilir. Bir süre sonra Zeus kente Pallas Athena heykeli indirecek, İlios da heykelin indiği yere Athena tapınağını yapacaktır. İlios soyu çoğalarak Priamos'a kadar gelir. Gezilmesi gereken en önemli yerlerdendir. Gelipte buraları görmeden dönmeyin kesinlikle pişmanlıktır. 

Aynı şekilde Apollon Smintheus Tapınağı Gülpınar beldesinin kuzeybatısı ile kuzeydoğusu arasında kala vadinin başlangıç eteklerinde “Bahçeleriçi” olarak adlandırılan mevkide yer alır. Su yönünden zengin olan bu yöre, yer altı kaynak suları ile beslenmekte, büyük olasılıkla antik çağlarda oluşturulan yer altı kanalları ile ana merkeze aktarılmaktadır. Tapınağın yapıldığı Helenistik Çağı’nda da yörede suyun bol olması Apollan kültürünün bir simgesidir. Çünkü Tanrı Apollan kehanette bulunmak için her zaman suya gereksinim duymuştur. Tapınağın bu alanda kurulmuş olması da bu nedenle olmalıdır. Jean Baptista le Chevalier 1785 yılında Lektum – Babakale’den Alexandria Troas’ giderken  tapınağın toprak üstünde kalan kalıntılarını görmüş ve arkeoloji dünyasına  ilk kez Apollon  Smintheus Tapınağı’nı duyurmuştur. Arkeoloji dünyasının en zenginlerinden olan bu tapınağın resimlerini çekmeyi unutmayın.

İstanbul tarafından yola çıkanlar, Gülpınar’a Çanakkale-Ezine Geyikli üzerinden gidilebilecekleri gibi Çanakkale – Ayvacı – Assos (Behramkale) yoluyla da ulaşabilirler. İzmir yönünden gelenler sahil yolunu kullanarak Küçükkuyu – Assos üzerinden Gülpınar’a ulaşabilirler.

Gülpınar, Ayvacı ilçesinin küçük bir beldesidir. Bu yörede eskiden fil mezarlığının bulunduğu çıkarılan fil ve mümut fosillerinden anlaşılmaktadır. İzmir Fen Fakültesi’nde yapılan araştırmalar yörenin çok eski bir tarihi olduğunu ortaya koymuştur. Külahlı olan adı zamanla Gülpınar olmuştur. Gülpınar doğal ve tarihi güzellikleri ile dikkat çeken şirin bir beldedir. Son yıllarda, barındırdığı doğal ve tarihi güzellikler sebebiyle turizm alanında yavaş da olsa ilerleme kaydetmektedir. Özellikle yaz aylarında, yazlıkçıların çevreye gelişiyle bölgede bir hareketlilik gözlenir.